YILANKAVİ ÇİSENTİLER
Kandilli'de yılankavi çisentilere teşne bir güz akşamı; Anadoluhisarı sırtlarında palazlanan serin rüzgar seyrek saçlarını savurduğu esnada, çayından buruk az yudumlar alarak söze girişiyor emekli nahiye müdürü Refet Bey: ' Siz ne bilirsiniz Kandilli'yi, Dördüncü Murat Han, Revan Seferi dönüşü şu tepemizdeki semtteki köşkte cihana gözlerini açan Şehzade Mehmet için döktürtüyor tüm kandilleri. Her kaldırım taşı sanki ateşböceği her kuytu adeta cennet nuru. İşiten gören kim varsa kulaktan kulağa ağızdan ağıza gele gelmiş namı bize kadar ve oluvermiş ismi buraların Kandilli' diyerek çevre esnafı kendisine hayran bıraktığı esnada, caddenin hemen karşısında ki mütevazi ama bir o kadar da şirin malikanenin İbranice'deki tanımına uyan kuruluktaki bahçesinde bir karartı beliriyor.
Bu karartının adı Ali Sami. Halet-i ruhiyesi annesi Emine Hanımın tesirinde. Uzaktan izliyor galibinin yan bahçeden bin bir izinle koparılmış elmaları yemeye hak kazanacağı, Mekteb-i Sultani'deki arkadaşlarının mücadele ettiği futbol maçını. Az önceki sert şutu üst direkte patlamış Tahsin'i teselli edip bir sonraki vuruş için cesaretlendiriyor. Takımın kaptanı olduğu halde bu gün kadrodaki payidar yerini alamıyor Ali Sami. Çünkü özel olarak İstiklal Cadddesi’ndeki Ermeni terzi Nubar'dan sipariş verilen redingotuyla babası Şemsettin Sami'yi heyecanla beklemekte.
Tam bu sırada Tahsin hem rakip stoperden hem de ilk düdükten bu yana anlam veremediği bakışlarından keskin bir çalımla sıyrılıp buluyor kendini kalecinin mekânında. Sadece bacak bacak üstüne atarken kullandığı sol ayağı bu seyrek hadiseye yabani.
O ayağın vurduğu top deliyor ağları nereye gideceğini bilirmişçesine ve sahanın aşağılarından yorgun argın yuvasına dönen Şemsettin Bey'e kadar yeknesak yuvarlanışını içten içe istermişçesine.
Bir tane de o patlatıyor adını tarihe altın harflerle yazdıracak olan bu gençlerin gururlu topuna Şemsettin Bey.
Ve şimdi gelelim kişi, zaman ve mekan gerçekliği dışında tamamen kurgu olan bu küçük hikayedeki kahramanları tanımaya.
Mekteb-i Sultani futbol takımı: Tahsin Nahit, Şehit Celal, Emin Bülend Serdaroğlu. Reşad Sırnavi, Bekir Bircan, Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver, Asım Tevfik Sonumut (Galatasaray Spor Kulübünün ilk kurucuları).
Ali Sami'nin babası Şemsettin Sami: Modern anlamdaki ilk geniş kapsamlı Türkçe sözlük Kamus-i Türki'nin ve Türk harfleriyle yazılan ilk Türkçe roman Taaşşuk-i Talat ve Fıtnat'ın yazarı.
Ali Sami: Galatasaray Spor Kulübünün kurucusu, sicil numarası 1, ilk kulüp başkanı, ilk kaptanı, Türk Milli Takımının ilk teknik direktörü, futbolun Türkçede bilimsel yanlarıyla anlatıldığı ilk kitap olan Futbolun Kitabı'nın yazarı; ALİ SAMİ YEN.
Bu yazım o veya bu nedenle adları değiştirilen kutsal statların gerçek isim babalarına, saygıyla...
Yorumlar