Ana içeriğe atla

MANTIK SİLSİLESİ

Alman matematikçi ve rasyonalist düşünür GOTTFRİED WİLHELM LEİBNİZ ‘düşüncenin alfabesi’ olarak nitelediği genel prensipte ; iki şeyin ne zaman birbirine eşit olarak görülebileceği konusunda açık ve net bir tanım getirmiş , buna ilave olarak hiçbir ifadenin aynı anda hem doğru hem yanlış olamayacağını belirtmişti. Örneğin; her biyografi yazarı bir yazardır, bazı politikacılar biyografi yazar, dolayısıyla bazı politikacılar yazardır. Lakin bu şekile formüle edeceğimiz çıkarımlar bizi doğru sonuca götürmez. Çünkü bu çıkarımda , koşul cümleleri doğru bile olsa , sonucun yanlış olabileceği bazı durumlar bulunabilir. Örneğin ; her insan bir memelidir, bazı boynuzlu hayvanlarda memelidir, dolayısıyla bazı boynuzlu hayvanlar insandır.
Mantığın bu şekilde süregelmiş felsefi argümanlarına naçizane bende bir not düşmek arzusundayım.
Örneğin ; her voleybol oynayan bir sporcudur, bazı kadınlar  voleybol oynar, dolayısıyla bazı kadınlar voleybolcudur. LEİBNİZİN kuramı tam burda devreye giriyor; iki şeyin ne zaman birbirine eşit olarak görülabileceği prensibi.Hemde 1928’de.
SABİHA RIFAT GÜRAYMAN : ilk Türk kadın inşaat mühendisi ve Anıtkabir’in kontrol mühendisi. 1927’de Atatürk’ün kızların Yüksek Mühendis Mektebine (bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi’ne) alınması yönündeki isteğiyle inşaat mühendisliğini seçmiş , bu okula giren ilk kız öğrenci. Bazı kayıtlara göre ise 2 kız öğrenciden biri.
Türkiye’deki birçok okul, köprü, hükümet konağı ve binanın yapımında görev almış, 1941’de Anıtkabir ve TBMM inşaatlarında 10 yıl süreyle çalışmış. Ankara’nın Beypazarı ilçesinde inşaatını yaptığı
Kemer Köprüsüne ilçe halkı, Sabiha Rıfat  Gürayman’ı temsilen "Kız Köprüsü" adını vermiş.
Gürayman Fenerbahçe’nin ilk kadın voleybolcusu. Belki de dünyada bir ilke imza atarak bazı kaynaklara göre 1928 bazı kaynaklara göre ise 1929 yılında İstanbul şampiyonu olan Fenerbahçe erkek takımının kaptanlığını yapıyor.
Aslında Fenerbahçe kız voleybol takımı 1928 yılında kuruluyor ama muhtemelen rakip bulamadığı için hiç maç yapmıyor.
90 yıl önce 18 yaşında bir genç kız bir erkek takımıyla maça çıkıyor ve o takım o yıl İstanbul şampiyonluğunu alıyor.
Cebirci GEORGE BOOLE ‘ mantığın matematiksel analizi’ adlı eserinde şöyle der; mantık nicelik bağlamında ele alınabilecek olmasına rağmen , çok daha başka daha derin bir ilişki sistemine sahiptir.
Her insan bazı erdemlerle doğar, Türk kadınları bazı erdemlere sahiptir, dolayısıyla bazı erdemler TÜRK’tür.
Ben Leibnizin yalancısıyım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

20 ocak 1989 / 9:26

 Devir göstergesini belli belirsiz aydınlatan hüzmenin peydah ettiği akis , yeni harman sigarasından kurtulan duman güruhunu ,ilk üflenildiği esnada sanki cuma son ders zilinin akabinde bahçeye koşturan ilkokul talebeleri gibi gösteriyordu  , köhne deri kaplamalı direksiyon simidinin hemen üzerini.Ve  öğretmenleri tarafindan azarı işitince  hizaya giriyordu , kelebek camın önünde bu çok çocuksu duman öbeği.  Uykusu kaçalı çok olmamıştı. Şoför mahalinin hemen arkasında oturduğundan kaptanın ardı ardına eklediği sigaraların peydah ettiği bu temaşa , aklına yalnızca uykusu kaçtıği geceler gelen beşbenzemez fikirlere kısa bir çay molası verdirtmişti.Hep böyleydi bu yeniyetmeliğinden beri. Ne zaman uykusu kaçsa : kasenin dibinde kalan çerez kırıntılarının tadlarının aynılığını , gerçek lezzetlerini bir bütün olarak yenildiğinde alınabildiğini. Yugoslavya denildiğinde , aslında yugo nun güney anlamına geldiğini fakat memleketinin hiç de o konumda bulunmadığını. Pele n...

Nazım Hikmet'in beyninin muhtevası

 Nasıldı acaba yeni kesilmiş çimen kokusunun genizde bıraktığı his , ya yağmur sonrası teftişine çıkmış salyangozların arnavut kaldırımında bıraktığı iz ?  Körolası gardiyanlar yasaklamış mı pazar öğlen vakti voltasını ? Topu iyi saklamışmıdır koğuş zulacısı çelimsiz oğlan ? Kale direği misali konacak parkalar ? Bu zemheri soğuklarında cıkartıp vermez ki hergeleler.  Altışar için büyük yedişer icin küçük. Şartlı tahliye edilmeseydi eğer çiroz cemal  , pintiydi falan ama yakışıklı yönetiyordu müsabakayı namussuzum. Hava kızıla çalmadan bitirmeli maçı, müdüre sözüm var.  Banyo da açılsa bitiş düdüğüne müteakip , ne kiyak. Doğa Ana da örtse zemine çiğini , zemin halis.İki dal cigaram kaldı,  canı sağolsun kaleye geçmek için avantasını isteyen teresin. Ağırıma gitmiyor artık yemekhanecinin her kaçan topun ardından ettiği üstruplu küfürler.Bir de aldık mı bu maçi benim içim Aladağ'dan serin... Diye içinden geçirmistir belki de Nazım Hikmet , bir cumartesi akşamı...

Trilye Üçlemesi

Dünyadaki insanların acaba kaç binde biri şu anda başını aya çevirmiştir ? Halbuki o herşeyi , herkesi görüyor ve gafletimizin üstüne o tatlı o iyi tebessümünü serpiyor der İçimizdeki Şeytan romanında Sabahattin Ali. Üstadın beklentisinin müteakipi romantik merakının aksi yönündeki bir diğer soru ise acaba şu anda kaç kişi başını dünyaya çevirmiştir ? Soru şimdiki zaman eki ile sorulduğunda epeyce ürpertici görünmekle beraber , geçmiş zaman eki aynı soruyu astronomik bir genel kültür bilgisine dönüştürüyor. Cevaplar arasında klasik apollo üçlüsü ilk göze fişeklenenlerden ; Neil Armstrong , Buzz Aldrin , Micheal Collins . Bu üçlünün dünyaya çevrilen başlarının müsebbibleri arasında NASA mühendisi İsmail Akbay , adını İznikteki ilk konsilde mevcut iktidara ters düşüp aforoz edilen üç papazdan ( aya yorgi , aya yani , aya sotiri) alan Trilyenin bir güzel evladı. Cenevizliler zamanında korsan saldırılarına karşı güç birliği yapan üç köyün birleşimiyle şimdilerdeki halini almaya başlıyor...