Ana içeriğe atla

horoz ibiği çiçeği

     HOROZ İBİĞİ ÇİÇEĞİ
Yumuşak mezelere sert rakılar ekleniyor, usdaki pusu devşirenin latince binde anlamındaki promil olmaması bekleniyor,  uzun sigaraların dumanı arasından düşünülüyor kızıl bir forma içinden yükselen yumruk ve ekleniyor yumuşak biralara sert mezeler.
Irak Nasıriye de bir bombalı intihar saldırısı kızılca kıyamet , 17 İtalyan askeri yoktur  artık hayatta. Ne işleri var diyor Roma dan 3000 km uzaklıkta ki üstü çorak toprakta,  rumuzu Armanto yani Horoz İbiği Çiçeği olan bu kızıl Livorno formalılar. Çekiyor dünyanın ilgisini, italyanın tepkisini. Haykırıyorlar bir ağızdan Na-si-ri-ye Na-si-ri-ye, her yıl 1500 işçinin iş kazalarında yok oluşunun, unutuluşunun anısına.
Armando Picchi efsanesini yaşatıyor stadlarına ismini vererek Livorno tribünleri,  çimlere çıkıyor bu stadta Hapoel Tel Aviv takımı aynı tribünler bu kez yer gök  Filistin bayrağı.
Tüm ülke şike dosyalarıyla işgal altında. Mahkemelerde takımlar, futbolcular, cezaevlerinde yöneticiler, hakemler. Tek bir paragrafta adı geçmiyor Livorno'nun. Başları dik çıkıyor sahaya futbolcular, tribünlere taraftarlar, localarına yöneticiler.
Ve çıkıyor bu tribünlerden bir adam, adı Lucarelli. Giyiyor 99 numaralı formasını taraftar grubu  Otonom Tugaylarının kuruluş tarihi olan 1999 senesine ithafen.
İlişkisi kesiliyor milli takımdan, attığı gol sonrası formasının altından çıkardığı Che tişörtü yüzünden ve diyor ki: benim milli takımım Livorno'dur. Türkiye'ye geliyor bir işçi takımının daveti üzerine, sıcak Adana gecesi çıkıyor kolkola 5 Ocak Stadına Livorno ve Adana Demir Spor. Derslere giriyor okullarda, konusu anti-ırkçılık olan. Hayranı olduğu İgor Pratti'yle oynayabilmek için ikna ediyor Pratti'yi jübilesinden aylar sonra ve diyor ki Lucarelli:
Sizin sağ ya da sol görüşlü olmanız beni ilgilendirmiyor, önemli olan dürüst olmanız, olaylara ve insanlara karşı hakkaniyetli bir yaklaşım sergilemenizdir. Bütün meslektaşlarım kazandıkları ilk para ile spor bir otomobil almak çabasındaydı, benim tek isteğim o para ile bir Livorno forması alabilmekti.
Az mezelere hiç rakılar ekleniyor, usdaki pusu devşirenin latince binde anlamındaki promil olması bekleniyor artık,  kısa sigaraların dumanı arasından düşünülüyor bu sefer kızıl bir forma içinden yükselen yumruk ve ekleniyor sıcak biralara soğuk mezeler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

20 ocak 1989 / 9:26

 Devir göstergesini belli belirsiz aydınlatan hüzmenin peydah ettiği akis , yeni harman sigarasından kurtulan duman güruhunu ,ilk üflenildiği esnada sanki cuma son ders zilinin akabinde bahçeye koşturan ilkokul talebeleri gibi gösteriyordu  , köhne deri kaplamalı direksiyon simidinin hemen üzerini.Ve  öğretmenleri tarafindan azarı işitince  hizaya giriyordu , kelebek camın önünde bu çok çocuksu duman öbeği.  Uykusu kaçalı çok olmamıştı. Şoför mahalinin hemen arkasında oturduğundan kaptanın ardı ardına eklediği sigaraların peydah ettiği bu temaşa , aklına yalnızca uykusu kaçtıği geceler gelen beşbenzemez fikirlere kısa bir çay molası verdirtmişti.Hep böyleydi bu yeniyetmeliğinden beri. Ne zaman uykusu kaçsa : kasenin dibinde kalan çerez kırıntılarının tadlarının aynılığını , gerçek lezzetlerini bir bütün olarak yenildiğinde alınabildiğini. Yugoslavya denildiğinde , aslında yugo nun güney anlamına geldiğini fakat memleketinin hiç de o konumda bulunmadığını. Pele n...

Nazım Hikmet'in beyninin muhtevası

 Nasıldı acaba yeni kesilmiş çimen kokusunun genizde bıraktığı his , ya yağmur sonrası teftişine çıkmış salyangozların arnavut kaldırımında bıraktığı iz ?  Körolası gardiyanlar yasaklamış mı pazar öğlen vakti voltasını ? Topu iyi saklamışmıdır koğuş zulacısı çelimsiz oğlan ? Kale direği misali konacak parkalar ? Bu zemheri soğuklarında cıkartıp vermez ki hergeleler.  Altışar için büyük yedişer icin küçük. Şartlı tahliye edilmeseydi eğer çiroz cemal  , pintiydi falan ama yakışıklı yönetiyordu müsabakayı namussuzum. Hava kızıla çalmadan bitirmeli maçı, müdüre sözüm var.  Banyo da açılsa bitiş düdüğüne müteakip , ne kiyak. Doğa Ana da örtse zemine çiğini , zemin halis.İki dal cigaram kaldı,  canı sağolsun kaleye geçmek için avantasını isteyen teresin. Ağırıma gitmiyor artık yemekhanecinin her kaçan topun ardından ettiği üstruplu küfürler.Bir de aldık mı bu maçi benim içim Aladağ'dan serin... Diye içinden geçirmistir belki de Nazım Hikmet , bir cumartesi akşamı...

Trilye Üçlemesi

Dünyadaki insanların acaba kaç binde biri şu anda başını aya çevirmiştir ? Halbuki o herşeyi , herkesi görüyor ve gafletimizin üstüne o tatlı o iyi tebessümünü serpiyor der İçimizdeki Şeytan romanında Sabahattin Ali. Üstadın beklentisinin müteakipi romantik merakının aksi yönündeki bir diğer soru ise acaba şu anda kaç kişi başını dünyaya çevirmiştir ? Soru şimdiki zaman eki ile sorulduğunda epeyce ürpertici görünmekle beraber , geçmiş zaman eki aynı soruyu astronomik bir genel kültür bilgisine dönüştürüyor. Cevaplar arasında klasik apollo üçlüsü ilk göze fişeklenenlerden ; Neil Armstrong , Buzz Aldrin , Micheal Collins . Bu üçlünün dünyaya çevrilen başlarının müsebbibleri arasında NASA mühendisi İsmail Akbay , adını İznikteki ilk konsilde mevcut iktidara ters düşüp aforoz edilen üç papazdan ( aya yorgi , aya yani , aya sotiri) alan Trilyenin bir güzel evladı. Cenevizliler zamanında korsan saldırılarına karşı güç birliği yapan üç köyün birleşimiyle şimdilerdeki halini almaya başlıyor...